Genel olarak tüm seyahatlerim ve tatillerim keyiflidir, ancak bu biraz farklıydı, olağanüstüydü. Uzun yürüyüş gezileri, milli park ziyaretleri, muhteşem şehirlerde gezi ve neredeyse uzak bir ada unutulmaz bir zaman geçirmemi sağladı.
Ayrıca, yerel şaraplar ve diğer spesiyalitelerle birlikte güzel yemeklerin tadını çıkardım. Bazı günler sadece kristal berraklığındaki mavi denizde yüzerek vakit geçirirdim, diğer günler açık suda sayısız küçük balıkla birlikte yüzerdim. Yaz kesinlikle benim için yılın ruhumu gerçekten canlandıran zamanıdır.
Ancak, bu tatili benim için bu kadar özel kılan şey çevrimdışı yaşam tarzı yönüydü . Mobil paketimde bulunan miktar bittiğinde ekstra internet satın almamaya bilinçli olarak karar verdim.
Son zamanlarda, birçok insan gibi, çevrimiçi olarak daha fazla zaman geçirdikçe fiziksel dünyamla yavaş yavaş bağlantımı kaybettiğimi fark ettim. Bu nedenle, güvenilir ve yüksek hızlı internet bağlantısı olmadan üç hafta uzak kalmak tam zamanında geldi. Başlangıçta hala biraz internetim vardı, ancak verileri nasıl kullandığım konusunda gerçekten dikkatli olmam gerekiyordu. Bu nedenle, e-posta hesabımı hızlıca kontrol etmek ve WhatsApp mesajlarına cevap vermek için kendime günde yalnızca on-on beş dakika izin verdim. Anneme ve arkadaşlarıma birkaç güncelleme gönderildi ve hepsi bu. Geri kalan zamanlarda cep telefonum uçuş moduna ayarlıydı . Tüm zaman boyunca sörf yapmaktan kaçındığımda pil ömrünün aslında ne kadar uzun olduğunu görmek şaşırtıcı.
Yürüyüşler ve gezintiler sırasında telefonumu konaklama yerimde bıraktım, bu da gezi sırasında fotoğraf ve video çekmediğim anlamına geliyordu. Bu bana, bir daha asla bakmayacağım yüzlerce fotoğraf çekerek sürekli dikkatimin dağılması yerine, çevreyi gerçekten keşfetme şansı verdi. Bu şekilde gerçekten mevcut olduğumu ve her şeyi en küçük ayrıntılara kadar özümseyebildiğimi hissediyorum.
Bağlantıyı kesmek, sosyal medyada anlamsızca gezinmek yerine kitap okumak için daha fazla zamanım olmasını sağlıyor. İnsan çevrimiçi olmanın zaman kazandırdığını ve daha fazla iş yapmaya yardımcı olduğunu düşünebilir. Tam tersine, bağlantının kesildiği günlerin daha uzun ve daha üretken olduğunu hissettim. Hatta internetin evde bir varlık olmadığı günlerde yapmayı sevdiğim gibi tekrar günlüğümü yazmaya başladım.
Bana göre bir diğer algı da, sosyal medyada çok fazla zaman geçiren internet kullanıcılarının başkalarının hayallerini takip etme, onları kopyalama ve çevrimiçi dünyanın bir “ürünü” olma eğiliminde olmasıdır. Kişi sürekli olarak reklamlara ve etkileyicilere maruz kalır. Kişi, halihazırda olduğu harika varlık için minnettar olmaktansa kendini her zaman başkalarıyla ölçer. Dünyanın dört bir yanındaki olumsuz ve genellikle rahatsız edici olaylarla dolup taşan internet haber portallarından bahsetmiyorum bile.
Sonuç olarak, telefonumdan uzak olmak bana kendimi yansıtmak ve iç sesime dikkat etmek için kaliteli zaman verdi. İç sesim, dikkatlice dinlersem tam olarak ne istediğimi söyler. Daha bilinçli, çevrimdışı bir yaşam tarzı yaşamak, kişinin hayatını büyük ölçüde iyileştirebilir. Okumaya, yazmaya, yaratıcı olmaya, daha fazla spor yapmaya ve yeni beceriler öğrenmeye daha fazla zaman ayırabiliriz. Telefonlarımız ve diğer aletlerimiz bugün hayatımızın büyük bir parçası ve onlardan kurtulmamız gerektiğini söylemiyorum. Doğru dengeyi bulursak çok faydalı araçlardır. Şimdi normale döndüm ve telefonumu tekrar kullandığım açık, ancak bu küçük deney, eğlence için cep telefonuma uzanmadan önce iki kere düşünmemi sağladı. Sadece çevrimiçi geçirilen zamanın miktarının farkında olun ve keşfedilmeyi bekleyen harika bir dünya olduğunu bilin